İnsanlar,
Hangi dünyaya kulak kesilmişse
Öbürüne sağır...

30 Ocak 2010 Cumartesi

Kandım ama!


Ayakların yorulduğu yolculuklar isterim, lastikler şöyle dursun. Sonra bi ağacın gölgesinde bağdaş kurmak belki de hayal kurmak... Buz gibi suyumu lıkır lıkır... Şöyle bir kurulup yarım saat kestirmek isterim, yumuşacık yataklar şöyle dursun. Uyanınca ağzımda bir kuruluk. Suyum nerede? Uff, dökmüşüm uyurken. Ama neden? Başlarım yürümeye hava ayaz mı ayaz.. değil tabiki... Güneş dik dik bakıyor. Susuzluğumu hissediyorum her adımda biraz daha. A a! buldum işte neden? Susuzluğu hissedeyim diye... Ohh susuzluk varmış be! çoktan beri tatmamıştım susuzluğu. Ama tamam bu kadar susuzluk yeter, her şeyin fazlası zarar değil mi! E yeter artık. Boğazım genzime mi yapıştı? Sanırım... O da ne :)) oley.. Bir pınar! Çook güzel gözüküyor. Acaba nasıl tadı? Yoksa buz gibi mii? Son adımlarını atan bacaklar son bir hamle koşarlar suya doğru. Pınar fışkırmaktadır. Önce elinle bir kontrol edersin nedir ısısı. Off! el değmiyor! Dayarsın ağzını ve kanıncaya kadar içersin buz gibi pınardan. Sonra bir de ağaç lazım. Eh biraz kestirelim demi. Uzun zamandan beri ilk defa böyle bir susuzluk tadıyosun sonra buz gibi bir su, e bir de uyku molası iyi gider bunun üstüne. Bir ağaç arıyo gözlerim, biraz ilerde bir ağaç var sanki ama biraz garip gözüküyor. sadece dallarını görebiliyorum. Noluyor ya, güneş mi vuruyo gözlerimi neden tam açamıyorum... Neresi burası? Yaa! suyumu dökmüşüüm...

1 yorum:

sally dedi ki...

I wish I can understand your language so I would know if your thoughts are as beautiful as your photos.

I'd like to think they are...

Yorum Gönder