İnsanlar,
Hangi dünyaya kulak kesilmişse
Öbürüne sağır...

24 Ocak 2010 Pazar

Bu'det!..

BU’DET

Uzaklığın yakınlığınla bir değilmiş, anladım bugün. Bu’det daha da bir düşünceli kılıyormuş insanı. Daha da bir kötü ediyormuş içini.

Anlamadım ki; ikisinde de yalnızım halbuki, ikisinde de susuz. Nedendir bu karanlık göğsümü kaplayan, kafamı zonklatan, canımı sıkan… gelsen de bir rahatlasam. Koşsam kollarına… hayallerimde! Sarsan beni sıcaklığınla kollarına ve hiç bırakmasan. Üşümeme müsaade etmesen hiç. Siper etsen beni kurşunlara… ve tutsan… kurşunları ellerinle…

Bıraksan elindeki o gülleri, düşse üzerime ve öldürecek olan gülümsetse beni. O yumuşak dokunuşlar yanaklarımda süzülse ama hiç inmese. Nolur baksan bana, açlığa susamış gibi, daha önce hiç görmemiş gibi ya da ne biliyim ölümden korkar gibi…

Zannetmem… bakan bakmış, bakılan hakeza.

Ne oldu, ne bu ye’s, kurudun mu ki… can çekilmedikçe can candadır korkma.

Peki hadi can can değilse, o zaman naparım…

İşte o zaman kurursun.

Ne demişler; Can can çıkarsa can canda ola; can can çıkmazsa can candan çıka…

Hayat bu, zorlar insanı. Hayat bu!.. koparır gülü dikeninden, hiç de acımaz. Titrek bakışlar atarken uçaaar gider. Ne uçtuğuna acır ne uçurduğuna…

Hayat görevini iyi yapıyor. Peki biz yapıyor muyuz!! Düşün taşın karar ver. Yapacağını yap, yapmayacağınla uğraşma, asla boşa vakit harcama. Hayat senden kaçsa da sana ihtiyacı var unutma.

Ama benim de ihtiyaçlarım var,
Deme ey gönül, senin ihtiyacın ihtiyaçları karşılamakta, can ile can olmakta…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder